Gizemli Yıldızlararası Cisimler, Güneş Sistemi’nin Bugünkü Biçimini Almasını Sağlamış Olabilir mi?

Okuma Süresi: 2 dakika


Yeni bir çalışmaya göre Güneş Sistemi’nin oluşum yıllarında yakınlarında bulunan büyük kütleli yıldızlararası bir cisim, bazı gezegenlerin yörüngelerini bugün gözlemlenen şekillere getirmiş olabilir. Güneşin yarattığı birtakım kuvvetler ve etraftaki diğer objelerle etkileşimin doğurduğu çeşitli efektlerin, gezegenlerin yörüngelerinin içeri doğru çökmesini veya dışarı doğru genişlemesine neden olduğu düşünülüyor.

Geçmişin aksine günümüzde, çeşitli yıldızlararası objelerin Güneş Sistemi’ne geçerken uğramaları da pek beklenmedik bir olay olarak değerlendirilmiyor. Nitekim 2017 yılında büyük bir uzay kayası olan Oumuamua, bilinen ilk yıldızlararası ziyaretçi olarak bir ün kazanmıştı.

Bahsi geçen çalışma, her ne kadar çeşitli ortamlarda tartışmaya sunulmaya ve daha fazla bilim insanı tarafından incelenmeye ihtiyaç duysa da, farklı bir bakış açısı sunduğu için literatürde kritik bir yere sahip. Çalışma, güncel teorilerin Satürn, Jüpiter ve Neptün gibi dev gaz gezegenlerin sahip olduğu büyük gaz yörüngeleri açıklamada yetersiz kaldığını belirtiyor. Bununla birlikte Güneş Sistemi’nden geçen, Jüpiter’in 2 ila 50 kat büyüklüğünde bir kütleye sahip olan bir yıldızlararası cismin varlığının, yörüngeleri açıklama konusunda daha iyi bir seçenek olduğunu öne sürüyor.

Çalışmaya göre Güneş’in yaklaşık 20 Astronomik Birim –bir Astronomik Birim, Dünya ile Güneş arasındaki ortalama mesafedir yani yaklaşık 150 milyon kilometredir- uzaklığından gelen bu büyük kütleli cisim saniyede 6 kilometrelik bir hızla Güneş Sistemi boyunca ilerledi ve bu ilerleyiş süresince de dev gaz gezegenlerin, şu an sahip oldukları yörüngeleri oluşturmasına sebep oldu.

Çalışma ekibi, bu hipotezi kanıtlamak için çeşitli simülasyonlar oluşturdu ve simülasyonların sonucunda bahsi geçen olayın gerçekleşme ihtimalinin %1 olduğunu gösterdi. Bu olasılık her ne kadar düşük gibi gözükse de aslında çalışmada öne sürülen hipotezin diğer teorilerden daha kapsamlı ve olasılıksal olarak daha yüksek bir gerçekleşme ihtimali taşıdığını gösteriyor.

Çalışma, bu konuda daha fazla keşif ve araştırma yapılması gerektiğinin altını çizerek bu hipotezin kayaç barındıran gezegenlerin erken oluşum aşamalarına da uygulanabileceğini öne sürüyor.

Yazar: Aysima Kavak
Kaynakça: indepented.co.uk
Görsel: nasa.gov

Yorumlar kapatıldı.

WordPress gururla sunar | Theme: Baskerville 2 by Anders Noren.

Yukarı ↑