Uzaydaki Oluşumların Kimyası ve Spektroskopi

Işık-Madde Etkileşimine Dayalı Modern Tekniklerin UzayAraştırmalarında Kimya Bilgisi için Kullanımı Uzay araştırmalarında Galileo Galilei’nin 1609 yılında teleskop kullanmasıyla yarattığı atılımı günümüzde daha modern teknikler kullanarak gerçekleştirmekteyiz. Günümüze kadar, çapı 10 metreyi aşan devasa teleskoplarla yaşadığımız evrende gözlem yapmış olmakla beraber, daha fazla bilgiyi ifşa edebilecek metot ve araçlar da geliştirilmiştir. Örneğin, Galileo Galilei’nin teleskopları ile... Okumaya Devam et →

Işık Hızı ve Uzay-Zaman Fenomenleri ile Özel Görelilik

İnsanlık tarihi boyunca yeni yeni keşfedilen fizik kanunları her zaman insanlığa merak uyandırıcı nitelikte olmuştur. Ancak bir fikir ortaya atılmıştır ki insan sağduyusuyla çeliştiği için algılarımıza uyması bir hayli güç olmuş ve olacaktır. Uzun yıllar boyu öne sürdüğü şeylerin fizikçilere yol gösterdiği bilim insanı Newton, klasik fizik mantığından yararlanarak; örneğin 100 km/s hızla gelmekte olan... Okumaya Devam et →

Kuyruklu Yıldızlar

Kuyruklu yıldızların ne olduğuna dair tanıma girmeden önce onlarla sıkça karıştırılan iki gök cisminin tanımını vermek istedim. Asteroit: Yörüngeleri Mars ve Jüpiter gezegenleri arasında kalan ve sayıları yaklaşık 40000 kadar olan küçük gezegenlere asteroit (İng: asteroid) denir. Bu küçük gezegenler (İng: minor planet), kütle ve hacimlerinden ötürü gezegenimsi (İng: planetoid) olarak da bilinirler. Ayrıca, bilindiği... Okumaya Devam et →

Radyasyon ve Evren – II

Radyasyon konusunu işlemeye devam ediyoruz. Bu konu hakkındaki birinci yazımızı buradan okuyabilirsiniz. SPEKTRUM: Gözlem yapmak astronominin temel gerekliliklerinden biridir. İnsanlar sadece görünür ışık tayfında bulunan dalga boyu aralığında ışıma yapan cisimleri algılayabilmektedir. Bu da insanların evrenimizin sadece küçük bir kısmını görebilmesine sebep olmaktadır. İnsan gözü görünür ışık tayfındaki dalga boyu aralığında bulunan cisimleri görebilmektedir. Oysa... Okumaya Devam et →

Radyasyon ve Evren – I

Gökyüzüne baktığımızda gördüğümüz nesneler herhangi bir inceleme ya da araştırma yapabilmek için çok uzakta bulunmaktadırlar. Işık hızında seyahat edebildiğimizi farz etsek bile gezegenimizden 2.5 milyon ışık yılı uzaklıkta bulunan Andromeda galaksisine araştırma yapmak için gidip gelmemiz 2.5 milyon yıl + 2.5 milyon yıldan 5 milyon yıl yapar. Böyle bir zaman dilimi insanların ömrü ve dünya... Okumaya Devam et →

Kadir Sistemi

Giriş Hayatında bir kere de olsa gökyüzüne bakmış olan birisi, gökyüzündeki yıldızların aynı parlaklıkta görünmediğini bilir. Zar zor seçilen sönük yıldızların olmasının yanında göze çarpacak derecede parlak yıldızlar da mevcuttur. İnsanoğlu, tanık olduğu olaylar ve gördüğü varlıkları sınıflandırmada pek istekli olduğu için yıldızları parlaklıklarına göre ayıran bir sınıflandırma sisteminin ortaya çıkması gayet doğal. İşte genel... Okumaya Devam et →

Entropi: Termodinamikle İlişkisi ve İşleyişi

Termodinamiğin bir bilim dalı olarak ortaya çıkışı 17. YY İngiltere’sinde buhar makinelerinin icadı ile olmuştur. James Watt'ın bu makineleri geliştirmek için yaptığı çalışmalar ve buharla ilgili daha önceden bilinmeyen özellikleri keşfetmesi, birçok bilim insanının da bu alana yönelmesini sağlamıştır. Latince therme (ısı) ve dynamis (güç) sözcüklerinden türetilen "termodinamik" sözcüğünün ilk tanımını Lord Kelvin "Termodinamizm, cisimlerin... Okumaya Devam et →

Işık Kirliliği Hakkında Bilinmesi Gereken Her Şey

Gece asırlardır "yıldızlı" kelimesi ile betimlenmiştir, ancak 20.yy'ın ikinci yarısından itibaren bu betimlemenin yavaş yavaş geçersizleştiğini görüyoruz.  Ne de olsa buna artık alışmış sayılırız, çoğumuz gece sokakta yürürken yukarılarda Samanyolu'nu görmeyi ummuyor, tersine şehir dışında gökyüzününün akıl almaz güzelliğini gördüğümüz zaman bunu şaşkınlıkla karşılıyoruz. Bunun  tek  sebebi ışık kirliliğidir. Ses kirliliği, hava kirliliği, su kirliliği... Okumaya Devam et →

WordPress gururla sunar | Theme: Baskerville 2 by Anders Noren.

Yukarı ↑