Samanyolu’nun Merkezinde İkili Yıldız Sistemi Bulundu !

Okuma Süresi: 4 dakika


Galaksimizin Merkezindeki Soru İşaretleri

1974’teki keşfinden bugüne galaksimizin merkezindeki Sgr A* isimli süper kütleli kara delikle ilgili sayısız soru sorulmakta. Bu sorulardan biri de etrafındaki genç, sıcak ve büyük yıldızların neden ikili sistemler oluşturmadıkları. Bu yıldızlar galaksinin uç kısımlarında neredeyse her zaman ikili sistemler olarak gözlendikleri halde galaksinin merkezinde tek başlarına bulunuyorlar ya da en azından biz öyle olduğunu düşünüyorduk; fakat Şili’deki Cerro Paranal dağının tepesinde bulunan VLT (Very Large Telescope) kullanılarak elde edilen veriler “D9” isimli ikili yıldız sisteminin varlığını ortaya çıkardı

D9: Galaksi Merkezindeki İlk İkili Yıldız Sistemi


Köln Üniversitesinden Florian Peissker’in liderliğindeki ekibin 17 Aralık tarihinde Nature Communications dergisinde yayınladıkları makale, kara deliklerin düşündüğümüz kadar yok edici olmadıklarını ve galaksi merkezindeki gezegenlerin keşfinin yakın olduğunu müjdeledi. Bu çalışma her ne kadar kara deliklerin etrafında ikili yıldız sistemlerinin oluşabileceği kadar stabilite olduğunu gösterse de bu ortaklığın uzun sürmeyeceğini de belirtmek gerekir. D9 yıldız sistemini oluşturan iki yıldız yaklaşık olarak 2.7 milyon yaşındalar. Bu bizler için çok uzun bir süre gibi gözükse dahi güneşimizin 4.6 milyar yaşında olduğunu düşünürsek 2.7 milyon senenin bir yıldız için çok kısa bir süre olduğunu idrak edebiliriz. Astronomlar bu yıldızları çok şanslı bir zamanda yakaladılar çünkü bu iki yıldız yakın zamanda bir yıldız birleşmesini tetikleyerek birleşip Sgr A*’nın çevresinde görmeye alışkın olduğumuz tekli sistemlerden biri haline gelecek.

S Yıldız Kümesi ve G Cisimleri


D9 aynı zamanda S yıldız kümesi adı verilen çok ilginç bir grubun parçası. Kara deliğin çekim hızı sayesinde çok yüksek hızda savrulan bu yıldızlar etraflarındaki yoğun gaz ve parçacık bulutları yüzünden gözlemlemesi çok zor bir konumda bulunuyorlar. Ama şüphesiz ki bu yıldız kümesindeki en ilgi çekici şey bir gaz ve toz bulutuymuş gibi gözüküp yıldız gibi
davranan G cisimleri. Bu cisimleri araştıran Peissker ve ekibi, G cisimlerinin etrafındaki parçacık bulutundan madde toplayarak oluşma aşamasında olan birer önyıldız oldukları yönündeki teoriyi destekleyen sonuçlara vardılar. Bu sonuç, kara deliklerin yıldız oluşumunu engelleyecek kadar kaotik ortamlar olmadıklarını göstermekle beraber ikili yıldız sistemlerinin bu ortamda doğup daha henüz oluşma aşamasının tamamlanması ile etraflarındaki gaz bulutu dağılmadan birleştikleri için bugüne kadar onları saptayamamış olmamızı açıklıyor. Aynı zamanda başka bir probleme de açıklık getiriyor çünkü eğer kara delikler bu yıldızları galaksinin uzak köşelerinden içlerine çekmiş olsalardı, bu yıldızların olduklarından çok daha yaşlı yıldızlar olmaları gerekirdi.

Astronomların Zorlu Çalışmaları

26.000 ışık yılı uzaklıktaki gaz ve toz bulutlarıyla kaplı cisimlere yönelik yapılan tüm bu çalışmalar, astronomların ne kadar zor şartlar altında ne kadar önemli işler başardıklarının bir göstergesi. Peissker bu konu hakkında “Bu cisimlerin Doppler etkisine uğramış açısal hızlarını 1 sene boyunca her gece yazdım. D9’un diğerlerinden farklı olduğunu fark ettim ve onun periyodik düzenini görünce bunu 15 sene boyunca yaptım.” diyor. Özetle, iyonize hidrojen emisyonlarını gösteren veriler (Brackett-gamma çizgileri) Peissker’in yön ve hızlarındaki değişime bağlı olarak dalgaların boyunun kısalıp artmasını etkileyen Doppler etkisini saptamasını sağladı. Bu da onu ikili yıldız sistemlerinin birbirini itip çekerek oluşturduğu dairesel açısal hız düzenine ulaştırdı. Bu önemli keşif galaksimizin merkezindeki Sgr A* süper kütleli kara deliği hakkında bize önemli bilgiler sunsa da hala S yıldız kümesi ve G cisimlerinin yapısı hakkında cevaplanmayı bekleyen ve astronomların üzerinde sıkı çalışmalar yürüttüğü düzinelerce soru var.

Kaynak: astronomy.today

Yazar: Ertuğ Bulaca

Yorumlar kapatıldı.

WordPress gururla sunar | Theme: Baskerville 2 by Anders Noren.

Yukarı ↑