Güneş’in Dünya ve diğer gezegenler üzerinde önemli etkileri vardır. Sahip olduğu karmaşık yapısı ve bunun sonucunda ortaya çıkan Güneş rüzgârları, koronal kütle atılımları (coronal mass ejection-CME) ve gezegenlerarası manyetik alan saçılımları (interplanetary magnetic field-IMF) gibi etkenler teknolojik araçları ve hatta günlük hayatımızı bile etkiler. Güneş rüzgârları, Güneş üzerinde bulunan koronal deliklerden (taçküre delikleri) çıkar, çoğunlukla proton ve elektronlardan oluşan plazma halindedir.
Güneş aktivitesinin en yüksek ve en düşük olduğu dönemler 11 yıl süren bir periyoda sahiptir. Koronal delikler solar maksimum (Güneş aktivitesinin en yüksek olduğu dönem) ve solar minimum dönemlerine göre değişiklik gösterir. Ayrıca, koronal delikler Güneş’in kendi etrafında dönme süresi olan 27 günlük bir periyoda da sahiptir. Bunun sonucunda ise daha karmaşık, hızları ve yoğunlukları artan veya azalan, spiral şekilde yayılım gösteren Güneş rüzgârları ve diğer etkenler meydana gelir. Maksimum dönemler koronal deliklerin daha büyük ve kalıcı olduğu zamanlardır. Ancak koronal delikler solar minimum dönemlerde daha yaygın olarak görülür. Güneş’in kutuplarına doğru büyüklük ve kalıcılık artar. Bu koronal deliklerden açığa çıkan Güneş rüzgârları ise saniyede 500 ila 800 km arasında değişen hızlara sahiptirler ve bunlara yüksek hızlı rüzgârlar denir. Dünya’nın ve diğer gezegenlerin de bulunduğu ekvatoral düzlemde ise çoğunlukla düşük hızlı diye nitelendirdiğimiz saniyede 400 km hızlara ulaşan Güneş rüzgârları oluşur. Ek olarak Güneş rüzgârlarının hızları koronal kütle atılımlarından çok daha yüksektir ancak yoğunlukları daha düşüktür.
Güneş rüzgârının hızı Dünya’nın manyetosferi üzerindeki etkiyi belirler. Ancak tek etken Güneş rüzgârları değildir. Solar maksimum dönemlerde koronal kütle atılımı Dünya’nın manyetosferinde sıkışmaya ve jeomanyetik fırtınalara sebep olur. Yüksek hızlı rüzgârlar ise manyetokuyrukta (manyetosferin Dünya’nın arkasında kalan gece tarafı) uzamaya sebep olarak jeomanyetik alt fırtınaları oluşturur. Bu uzama sonucunda Dünya’nın manyetik alan çizgileri belirli bir noktada kesişerek birleşir ve kapanır. Güneş rüzgârı ve koronal kütle atılımı ile gelen parçacıklar ise manyetosfer üzerinde taşınarak bu kapanan manyetik alan çizgileri boyunca hareket eder ve Dünya’nın manyetik kutuplarından atmosfere girer. Bu parçacıklar, atmosferi oluşturan azot ve oksijen gibi atomlarla çarpışarak enerji kazanır. Kazanılan enerjinin salınımı sırasında ise görünür ışık açığa çıkar. Bu renkli ışıklar ise kutuplarda veya kutuplara yakın enlemlerde meydana gelen auroralardır.
Güneş rüzgârları ve diğer etkenler Dünya’daki haberleşmeyi, yörüngedeki uyduları, GPS ve radar cihazlarını etkiler; elektriksel yer akımlarını tetikler; üst atmosferin ısınmasına yol açar. Özellikle teknoloji üzerindeki zararları sebebiyle Güneş rüzgârlarının önceden bilinmesi önemlidir. Bunun için Dünya ve Güneş arasında bulunan L1 Lagrange noktasına yerleştirilen Deep Space Climate Observatory (DSCOVR) ve Advanced Composition Explorer (ACE) uydularından alınan verilerle gerekli önlemler 15 ila 60 dakika öncesinden alınabilmektedir. Bu nokta ise Dünya ve Güneş’in kütleçekimsel kuvvetlerinin eşit olup uyduların daimi ve sabit bir yörüngede kaldığı noktadır.
Hazırlayan: Bedirhan Kırat
İTÜ Astronomi Kulübü Üyesi