Tüm Yazılar

Tsunchinchan-ATLAS Kuyruklu Yıldızı Uzaklardan Varıyor

Dünya’dan gece gökyüzüne bakan gözlemciler, 2024’ün güzünde 80000 yılda bir gözlemlenen bir olayı görebilirler. Muhtemelen Güneş Sistemimizin dış bölgesinden yolculuk eden C/2023 A3 Tsuchinshan-ATLAS kuyruklu yıldızı, 27 Eylül tarihinde Güneş’in ötesinden en yakın geçişini yaptı. Aynı zamanda 12 Ekim’de Dünya’nın yaklaşık 70 milyon kilometre yakınına gelmesi beklendi. Bu kuyruklu yıldız, 8 Ekim’e kadar esasen Güney... Okumaya Devam et →

Uzayda Mahsur Kalan Astronotların Kısa Tarihi

NASA’nın 24 Ağustos'ta Boeing Starliner astronotları Barry Wilmore ve Suni Williams’ın uzayda altı ay daha kalacaklarını ve farklı bir uzay aracıyla geri döneceklerini duyurması, dünya çapında manşetlere çıktı. Boing Starliner mürettebatı, NASA’nın planlanan görev süresini uzatmasıyla birlikte beklenmedik bir şekilde uzayda daha uzun süre kalmak zorunda. Ancak bu beklenmedik şekilde uzatılan veya öngörülemeyen koşullardan etkilenen ilk misyon değil. Bugün tarihte ilk defa olmayan bu tip mahsur kalma olaylarına değineceğiz. Uzay görevleri tarihimizde astronotlar teknik aksaklıklar ve diğer sebeplerle sık sık planlanandan daha uzun süre uzayda kaldılar. Bu yazımızda, astronotların görev sürelerinin uzatıldığı çeşitli tarihsel örneklerini anlatacağız.

Evrenin Genişlemesi Her Yönde Aynı Olmayabilir!

Kozmolojinin temel fikirlerinden biri, evrenin her yerinde, çok büyük mesafelere baktığımızda, hangi yöne bakarsak bakalım evrenin genel olarak aynı göründüğüdür. NASA’nın Chandra X-ışını Gözlemevi ve ESA’nın yörüngedeki XMM-Newton, X ışını gözlemevinden alınan verileri kullanan yeni bir çalışma kozmolojideki bu temel düşünceyi sorguluyor.

JW100 Galaksisi

Hubble Uzay Teleskobu tarafından elde edilen bu görüntüde JW100 galaksisinin yıldız oluşumu gerçekleşen mavi renkteki gaz damlacıklarının düzensiz akışı dikkat çekiyor. 800 milyon ışık yılı uzaklıkta Pegasus takımyıldızında yer alan JW100 gökadasının bu sarkan oluşumu denizanası dokunaçlarına benzediği için gökbilimciler ona “Denizanası Galaksisi” ismini vermiştir. Bu parlak dokunaçlar, galaksi kümelerinin gazın içinden geçtiği sırada kümedeki... Okumaya Devam et →

Cassiopeia A: Bilinen En Genç Süpernova

Webb'in güçlü kızılötesi gözü, yaklaşık 340 yıl önce patlayan dev bir yıldızın kalıntısı olan Cassiopeia A'nın daha önce hiç görülmemiş ayrıntılarını yakaladı. Bu süpernova bizden 11.000 ışık yılı uzaklıkta olmasına rağmen çıplak gözle görülmüş olabilir. Görüntünün turuncuyla gösterilen dış katmanları patlamış yıldızdan atılan maddenin çevredeki gaz ve toza çarptığı yeri işaret ediyor. Bu dış kabuğun... Okumaya Devam et →

Taffy Galaksileri: Bir ‘kozmik kelebek’

Bu görselde Dünya’dan 180 milyon ışık yılı uzaklıktaki UGC 12914 ve UGC 12915 galaksilerinin birbirleriyle çarpışmasını görüyorsunuz. Bu çarpışmada durum, aralarında boyut farkı olan galaksilerin birbirinin içine sızmasından biraz farklı çünkü UGC 12914 ile UGC 12915 arasında kafa kafaya bir çarpışma yaşanıyor. Bu demek oluyor ki bahsi geçen galaksiler gaz halindeki bileşenleri ve galaktik diskleriyle... Okumaya Devam et →

Galaksi Kümesi RX J2129

James Webb Uzay Teleskobu tarafından yapılan bu gözlemde devasa gökada kümesi RX J2129 gözüküyor.  RX J2129 galaksi kümesi, Dünya’ya yaklaşık 3.2 milyar ışık yılı uzaklıkta Kova takımyıldızında yer almaktadır. Kütleçekimsel merceklenmeden dolayı bu fotoğrafta aynı galaksinin üç farklı görüntüsü bulunmaktadır. Kütleçekimsel merceklenme, devasa bir gök cisminin astronomik boyutlarda bir mercek gibi davranarak uzay-zamanda eğriliğe yol... Okumaya Devam et →

Avustralya’da Tam Güneş Tutulması 20 Nisan 2023

20 Nisan 2023 günü Avustralya’da ve Asya’nın Güneydoğu kesimlerindeki bilim insanları ve astronomi meraklıları Hint ve Pasifik Okyanusu üzerinde gerçekleşen bir Hibrit Güneş tutulmasını seyretmek üzere Dünya’nın dört bir yanından bir araya geldi. Güneş tutulmaları; Güneş, Ay ve Dünya'nın kısmen veya tamamen aynı hizaya gelmesiyle gerçekleşir. Ay, Dünya ile Güneş arasına girerek yıldızımızın ışınlarının Dünya... Okumaya Devam et →

Carina Nebulası ve NGC 3324

“Kozmik Uçurumlar” şeklinde betimlenen bu görüntü, Dünya’dan yaklaşık 7600 ışık yılı uzaklıkta Carina Nebulası’nda yıldız oluşumunun gerçekleştiği NGC 3324 bölgesine aittir. James Webb Uzay Teleskobu, görünür ışıkta gözlemlendiğinde görülmeyen yıldızları ve yıldız oluşumu bölgelerinin görüntüsünü kızılötesi ışığa olan duyarlılığı sayesinde yakalayabilmiştir.Yıldız oluşumunun en erken ve hızlı aşamalarını gözlemlemek oldukça zor olsa da Webb bunu başarabilmiştir.... Okumaya Devam et →

NGC 346

NGC 346, yakınımızdaki galaksiler içinde en aktif yıldız üreten bölgelerden birisidir ve James Webb Uzay Teleskobu tarafından gözlemlenene kadar gizemini korumaktaydı. Bu bölge Samanyolu Galaksisi’nin yakınındaki bir cüce galaksi olan Küçük Macellan Bulutu’nda yer alıyor. Küçük Macellan Bulutu, Samanyolu’na kıyasla hidrojen ve helyumdan ağır elementleri daha düşük oranda bulunduruyor. Uzaydaki toz taneleri büyük oranda hidrojen... Okumaya Devam et →

NGC 7469 Sarmal Galaksisi

Bu görüntüde çapı 90 bin ışık yılı olup 220 milyon ışık yılı uzaklıkta bulunan NGC 7469 adlı parlak bir sarmal galaksi görülmektedir. Bu galaksi, merkezinde bulunan kara deliğin yaydığı ışıktan ötürü fazlasıyla parlak olan bir aktif galaksi çekirdeği bulundurmaktadır. Astronomlar, bu galaksinin merkezinden 1500 ışık yılı uzaklıkta bulunan ve büyük miktarda yıldız oluşumunun gerçekleştiği bölgeyi... Okumaya Devam et →

Yıldız Kümeleri

Yıldızlar genellikle aynı nebuladan gruplar veya kümeler hâlinde oluşur. Zaman içerisinde yıldızın etrafındaki artık gaz ile toz ya savrulur ya da gezegen, asteroit veya kuyruklu yıldız gibi gök cisimlerine dönüşür. Kütle çekimi etkisiyle genç yıldızlar birbirleri etrafında dönmeye başlar. Yıldız kümeleri, onlarca yıldızdan milyonlarca yıldıza kadar farklı sayılarda yıldız içerebilir. Temel olarak 3 yıldız kümesi... Okumaya Devam et →

Webb’in Gözünden Titan

Satürn’ün en büyük uydusu olan Titan’ın görüntüsü uydudan yayılan kızılötesi ışınların Webb tarafından yakalanmasıyla elde edildi. Titan, yoğun bir atmosfere sahiptir ve aynı zamanda Güneş sistemi içerisinde denizleri, nehirleri ve gölleri olan tek uydudur. Bu uyduda metan ve etan gibi hidrokarbonlardan oluşan sıvı kütleleri bulunuyor. Titan’ın yüzeyinde su yerine sıvı hidrokarbonlar bulunduğu için atmosferinde metan... Okumaya Devam et →

ESO’nun Messier 99 Gözlemi

Bu görselde Messier 99 olarak da bilinen NGC 4254 sarmal galaksisinin spiral kollarını detaylı bir şekilde görebiliyorsunuz. Charles Messier tarafından 18. yüzyılda gözlemlendiğinden beri gelişen günümüz teknolojisi galaksilerin çok daha ayrıntılı şekilde gözlemlenebilmesini sağladı. Bu görüntü Avrupa Güney Gözlemevinin (ESO) Çok Büyük Teleskop’u (VLT) ve Atacama Büyük Milimetre/Milimetre-altı Dizisi’nden (ALMA) elde edilen verilerin bir araya... Okumaya Devam et →

Altın Zengini Yıldızlar

Notre Dame Üniversitesi ve Tohaku Üniversitesindeki araştırmacılar altın bakımından zengin yıldızların doğum yerlerini ortaya çıkardı. Araştırmacılar, bu yıldızların çoğunluğunun Samanyolu Galaksisi’nin büyümesini sağlayan ata galaksilerde 10 milyar yıl önce oluştuklarını keşfetti. Ekip bu sonuca varabilmek için Samanyolu Galaksisi’nin evrenin başlangıcından günümüze kadar olan oluşum sürecini simüle etti. Şimdiye kadar elde edilen en yüksek doğruluğa sahip... Okumaya Devam et →

MIRI’nin PAH Gözlemi

Oxford Üniversitesi tarafından yürütülen ve alanında ilk olma özelliğini taşıyan bir çalışmada, James Webb Uzay Teleskobu tarafından tespit edilen aktif galaksilerin nükleer bölgelerindeki toz molekülleri inceleniyor. Orta Kızılötesi Enstrüman’dan (MIRI) elde edilen spektroskopik verilerin, galaksilerin nasıl oluştuğu ve geliştiği hakkındaki soruları cevaplaması bekleniyor. Polisiklik aromatik hidrokarbonlar (PAH) evrendeki en yaygın organik moleküllerdendir ve bu yüzden... Okumaya Devam et →

L1527 Önyıldızı

James Webb Uzay Teleskobu, L1527 bulutu içindeki bir önyıldızın görüntüsünü yakaladı. Boğa Moleküler Bulutu'nda bulunan bu parıltılı bulutlar sadece kızılötesi ışıkta gözlemlenebildiğinden dolayı Webb'in NIRCam aracı için oldukça idealdir. Gözlemlediğimiz bu önyıldız, gaz ve toz bulutunun oluşturduğu kum saati şeklinin boynunda bulunmaktadır. Boynun tam da ortasında koyu renkli bir çizgi olarak bulunan öngezegen diski görülüyor.... Okumaya Devam et →

JWST’nin Mars Gözlemi

Webb, konumlandığı yerden Mars’taki toz fırtınalarını ve hava durumu gibi olayları rahatlıkla gözlemleyebiliyor. Ancak Webb’in elde ettiği Mars görüntüleri öncekilerden oldukça farklı. Bunun sebebi, Webb’in uzak galaksilerden gelen zayıf ışığı algılamak üzere tasarlanmış olmasıdır. Mars’ın oldukça parlak olması ve Webb’in gözlem yaparken zorlanması nedeniyle bilim insanları Webb’in ışıkla dolmasını önlemek için özel teknikler kullandı. İlk... Okumaya Devam et →

Phobos’un Ölüm Spirali

Mars'ın iki uydusundan en büyüğü olan Phobos'un Mars tarafından yavaş yavaş parçalanıyor olma ihtimali, yapılan bir araştırma sonucunda geçtiğimiz günlerde ortaya atıldı. Phobos'un yüzeyinde kaplan pençesi izlerine benzeyen şekillerin antik zamandan bu yana gök taşlarının çarpmasından kaynaklandığı düşünülüyordu ancak yapılan bu çalışmayla izlerin Mars'ın çekim kuvveti etkisiyle uzadıkça genişleyen tozla dolu kanyonlar olduğu ortaya çıktı.... Okumaya Devam et →

WordPress gururla sunar | Theme: Baskerville 2 by Anders Noren.

Yukarı ↑