Bu görüntüde çapı 90 bin ışık yılı olup 220 milyon ışık yılı uzaklıkta bulunan NGC 7469 adlı parlak bir sarmal galaksi görülmektedir. Bu galaksi, merkezinde bulunan kara deliğin yaydığı ışıktan ötürü fazlasıyla parlak olan bir aktif galaksi çekirdeği bulundurmaktadır. Astronomlar, bu galaksinin merkezinden 1500 ışık yılı uzaklıkta bulunan ve büyük miktarda yıldız oluşumunun gerçekleştiği bölgeyi... Okumaya Devam et →
Tüm Yazılar
Yıldız Kümeleri
Yıldızlar genellikle aynı nebuladan gruplar veya kümeler hâlinde oluşur. Zaman içerisinde yıldızın etrafındaki artık gaz ile toz ya savrulur ya da gezegen, asteroit veya kuyruklu yıldız gibi gök cisimlerine dönüşür. Kütle çekimi etkisiyle genç yıldızlar birbirleri etrafında dönmeye başlar. Yıldız kümeleri, onlarca yıldızdan milyonlarca yıldıza kadar farklı sayılarda yıldız içerebilir. Temel olarak 3 yıldız kümesi... Okumaya Devam et →
Webb’in Gözünden Titan
Satürn’ün en büyük uydusu olan Titan’ın görüntüsü uydudan yayılan kızılötesi ışınların Webb tarafından yakalanmasıyla elde edildi. Titan, yoğun bir atmosfere sahiptir ve aynı zamanda Güneş sistemi içerisinde denizleri, nehirleri ve gölleri olan tek uydudur. Bu uyduda metan ve etan gibi hidrokarbonlardan oluşan sıvı kütleleri bulunuyor. Titan’ın yüzeyinde su yerine sıvı hidrokarbonlar bulunduğu için atmosferinde metan... Okumaya Devam et →
ESO’nun Messier 99 Gözlemi
Bu görselde Messier 99 olarak da bilinen NGC 4254 sarmal galaksisinin spiral kollarını detaylı bir şekilde görebiliyorsunuz. Charles Messier tarafından 18. yüzyılda gözlemlendiğinden beri gelişen günümüz teknolojisi galaksilerin çok daha ayrıntılı şekilde gözlemlenebilmesini sağladı. Bu görüntü Avrupa Güney Gözlemevinin (ESO) Çok Büyük Teleskop’u (VLT) ve Atacama Büyük Milimetre/Milimetre-altı Dizisi’nden (ALMA) elde edilen verilerin bir araya... Okumaya Devam et →
Altın Zengini Yıldızlar
Notre Dame Üniversitesi ve Tohaku Üniversitesindeki araştırmacılar altın bakımından zengin yıldızların doğum yerlerini ortaya çıkardı. Araştırmacılar, bu yıldızların çoğunluğunun Samanyolu Galaksisi’nin büyümesini sağlayan ata galaksilerde 10 milyar yıl önce oluştuklarını keşfetti. Ekip bu sonuca varabilmek için Samanyolu Galaksisi’nin evrenin başlangıcından günümüze kadar olan oluşum sürecini simüle etti. Şimdiye kadar elde edilen en yüksek doğruluğa sahip... Okumaya Devam et →
MIRI’nin PAH Gözlemi
Oxford Üniversitesi tarafından yürütülen ve alanında ilk olma özelliğini taşıyan bir çalışmada, James Webb Uzay Teleskobu tarafından tespit edilen aktif galaksilerin nükleer bölgelerindeki toz molekülleri inceleniyor. Orta Kızılötesi Enstrüman’dan (MIRI) elde edilen spektroskopik verilerin, galaksilerin nasıl oluştuğu ve geliştiği hakkındaki soruları cevaplaması bekleniyor. Polisiklik aromatik hidrokarbonlar (PAH) evrendeki en yaygın organik moleküllerdendir ve bu yüzden... Okumaya Devam et →
Artemis I
NASA’nın Orion Uzay Aracı ve Uzay Fırlatma Sistemi'nin ilk uçuş testini sizin için derledik. 💫
L1527 Önyıldızı
James Webb Uzay Teleskobu, L1527 bulutu içindeki bir önyıldızın görüntüsünü yakaladı. Boğa Moleküler Bulutu'nda bulunan bu parıltılı bulutlar sadece kızılötesi ışıkta gözlemlenebildiğinden dolayı Webb'in NIRCam aracı için oldukça idealdir. Gözlemlediğimiz bu önyıldız, gaz ve toz bulutunun oluşturduğu kum saati şeklinin boynunda bulunmaktadır. Boynun tam da ortasında koyu renkli bir çizgi olarak bulunan öngezegen diski görülüyor.... Okumaya Devam et →
JWST’nin Mars Gözlemi
Webb, konumlandığı yerden Mars’taki toz fırtınalarını ve hava durumu gibi olayları rahatlıkla gözlemleyebiliyor. Ancak Webb’in elde ettiği Mars görüntüleri öncekilerden oldukça farklı. Bunun sebebi, Webb’in uzak galaksilerden gelen zayıf ışığı algılamak üzere tasarlanmış olmasıdır. Mars’ın oldukça parlak olması ve Webb’in gözlem yaparken zorlanması nedeniyle bilim insanları Webb’in ışıkla dolmasını önlemek için özel teknikler kullandı. İlk... Okumaya Devam et →
Phobos’un Ölüm Spirali
Mars'ın iki uydusundan en büyüğü olan Phobos'un Mars tarafından yavaş yavaş parçalanıyor olma ihtimali, yapılan bir araştırma sonucunda geçtiğimiz günlerde ortaya atıldı. Phobos'un yüzeyinde kaplan pençesi izlerine benzeyen şekillerin antik zamandan bu yana gök taşlarının çarpmasından kaynaklandığı düşünülüyordu ancak yapılan bu çalışmayla izlerin Mars'ın çekim kuvveti etkisiyle uzadıkça genişleyen tozla dolu kanyonlar olduğu ortaya çıktı.... Okumaya Devam et →
Sıcak Jüpiter’ler yıldızlarının yaşlanmasını geciktiriyor!
NASA'nın Chandra X-ışını Gözlemevi'nin yaptığı yeni bir araştırmaya göre sıcak Jüpiter adı verilen bazı gezegenler, yıldızlarının olduklarından daha genç davranmasını sağlıyor. Yörüngesi yaklaşık olarak Merkür’ün Güneş etrafındaki yörüngesinin uzaklığındaki gaz devleri olan sıcak Jüpiterler, etrafında döndüğü yıldızların yaşlanmasını yavaşlattığı ilk defa belgelenmiş oldu. Bir sıcak Jüpiter, gelgit etkisi sayesinde yıldızının daha hızlı dönmesini sağlayarak yaşlanmasını... Okumaya Devam et →
IC 1623
Samanyolu Galaksisi'nden 270 milyon ışık yılı uzaklıkta bulunan iki sarmal galaksi birleşerek galaksimize oranla 20 kat daha fazla yıldız oluşumu gerçekleştiriyor. Hubble tarafından görünür ışık toplanarak elde edilen ikinci görselde tozların etkisiyle galaksi merkezi görülmese de Webb'in kızılötesi ışık toplayarak yaptığı yeni gözlemler sayesinde oldukça parlak galaktik çekirdeği görebiliyoruz! IC 1623 Galaksi çifti IC 1623'e... Okumaya Devam et →
NGC 1999
Hubble Uzay Teleskobu'ndan alınan bu görüntü gezegenimizden yaklaşık olarak 1.350 ışık yılı uzaklıkta olan ve Dünya'ya en yakın büyük kütleli yıldız oluşum bölgesi olan Avcı Bulutsusu'nun yakınlarında bulunan bir yansıma bulutsusuna aittir. NGC 1999 olarak adlandırılan bu bulutsu yeni doğmuş olan bir yıldızın oluşumundan kalan kalıntılardır. NGC 1999 benzeri yansıma bulutsuları, içlerinde gömülü halde bulunan... Okumaya Devam et →
Norveç’teki Pembe Renkli Kuzey Işıkları!
Yakın bir tarihte gerçekleşen Güneş fırtınasının Dünya’nın manyetik alanını geçici olarak delmesiyle birlikte 3 Kasım gecesinde Norveç’te pembe renkli kuzey ışıkları görüldü. Oldukça nadir gerçekleşen bu olay iki dakika boyunca gözlemlenebildi.Kuzey ışıkları, Güneş rüzgarı adı verilen enerji yüklü parçacıkların Dünya’nın manyetosferinin etrafından geçmesiyle oluşur. Kutuplarda manyetik alanın daha zayıf olmasından dolayı bu parçacıklar atmosferde daha... Okumaya Devam et →
Gliese 436 b
Gliese 436 b, bilinen en yakın ötegezegenlerden biridir ve Dünya’dan yaklaşık 30 ışık yılı uzaklıktadır. Bu ötegezegen yaklaşık Neptün büyüklüğünde olup ve kendi yıldızı Gliese 436’dan sadece 4 milyon kilometre uzaklıktadır. Bu ötegezegenin bileşiminin tam olarak ne olduğu bilinmemekle birlikte büyük miktarda suyla çevrili çoğunlukla hidrojenden oluşan bir atmosfere sahip olduğu ve Dünya'dakine benzer bir... Okumaya Devam et →
Bu ikili yıldız sistemi birbirlerinin etrafında sadece 51 dakikada dönüyor!
Yıldız sistemlerinde yörünge boyutu değişkendir. Bazıları öylesine dar olur ki yıldız sistemi Dünya ile Ay arasına sığabilir! Massachusetts Teknoloji Enstitüsündeki (MIT) astronomlar birbirinin etrafında 51 dakikada bir tur atan ikili bir yıldız çifti keşfetti. ZTF J1813+4251 adı verilen bu sistem Dünya'dan 3000 ışık yılı uzaklıktaki Herkül takımyıldızında bulunuyor. Bu, şimdiye kadar bulunan en kısa yörüngeye... Okumaya Devam et →
IC 5332 Galaksisi
IC 5332 galaksisi bir spiral galaksidir ve Dünya'dan 29 milyon ışık yılı uzaklıkta bulunur. Bu galaksinin çapı 66 bin ışık yılıdır. James Webb Uzay Teleskobu'nun Orta Kızıl Ötesi Enstrüman'ı (MIRI) sayesinde bu galaksinin görüntüsü önceki gözlemlerden farklı şekilde gözüküyor. MIRI, Webb'in elektromanyetik spektrumun orta kızılötesi kısmına duyarlı tek enstrümanıdır. MIRI, mutlak sıfır sıcaklığından sadece 7... Okumaya Devam et →
Urbain Jean Joseph Le Verrier
Urbain Jean Joseph Le Verrier, 1811’de Fransa’da dünyaya geldi. Neptün’ün varlığını matematiksel hesaplarıyla tahmin eden astronom başlangıçta Merkür’ün ve Uranüs’ün alışılagelmişin dışındaki yörüngesini inceliyordu. Le Verrier, Neptün'ün yaklaşık konumunu Uranüs'ün yörüngesinin karmaşıklığından yola çıkarak buldu ve keşfini Alman astronom Johann Gottfried Galle ile paylaştı. Galle ve asistanı Heinrich Louis d’Arrest, Berlin'deki gözlemevinde gerçekleştirdiği araştırmaların sonucunda... Okumaya Devam et →
Kahraman Galaksi Kümesi’nin Merkezinden Gelen Ses Dalgası
Bilim insanları, 2003 yılından beri Kahraman Galaksi Kümesi'nin merkezindeki karadelikten yayılan basınç dalgalarının galaksi kümesindeki sıcak havada dalgalanmalara neden olduğunu ve bu dalgaların insan kulağının duyamayacağı oktavlarda bir notaya karşılık geldiğini biliyorlar. Günümüzde yeni bir sonifikasyon yöntemi sayesinde veri sese çevrilerek karadelikten gelen sesleri daha fazla notaya dökmeyi sağlayacak. Yeni yöntem önceki sonifikasyon yöntemlerinden farklı... Okumaya Devam et →
Beyaz Cücelerin Gerçekleştirdiği “Mikronova” Patlaması
Ölü yıldızlarda ''mikronova'' denilen ve diğer yıldız patlamalarına karşın çok daha küçük ancak daha sık bir patlama türü keşfedildi. Normal novalardan 1 milyon kat daha az parlak olup sadece yarım gün süren mikronovalar buna rağmen Güneş’in bir günde salabileceği miktarda enerjiyi çok kısa sürede salıyor. Güneş gibi yıldızlar ömürlerinin sonuna ulaştığında beyaz cüce olarak adlandırılarak... Okumaya Devam et →