Yeni bir çalışmaya göre Güneş Sistemi’nin oluşum yıllarında yakınlarında bulunan büyük kütleli yıldızlararası bir cisim, bazı gezegenlerin yörüngelerini bugün gözlemlenen şekillere getirmiş olabilir. Güneşin yarattığı birtakım kuvvetler ve etraftaki diğer objelerle etkileşimin doğurduğu çeşitli efektlerin, gezegenlerin yörüngelerinin içeri doğru çökmesini veya dışarı doğru genişlemesine neden olduğu düşünülüyor. Geçmişin aksine günümüzde, çeşitli yıldızlararası objelerin Güneş Sistemi’ne... Okumaya Devam et →
Marsta Yaşam Bulmak İçin En Umut Verici Yer Neresidir? – Mars’taki Metan Gizemi
Mars’taki metan izler 1970’lerdeki Mariner görevine kadar uzanıyor ama 2013 yılında Curiosity roverı gezegenin metan seviyesinde bilinenden birkaç kat fazla bir artış kaydetti. Ancak birkaç ay sonra metan azalıp kayboldu ve yılın ilerleyen zamanlarında geri döndü. Bu gizem bilim insanları için ilginç bir meydan okuma oluşturdu. Mars'ta var olan molekülleri alıp metana dönüştürebilen kimyasal reaksiyonların... Okumaya Devam et →
Aurora Australis: Antarktika’da Gökyüzünün Renkli Şölen
Ufukta pırıldayan sarı tonlarla birlikte geniş kutup semasına uzanan kırmızı ışıklarla, Aurora Australis’in büyüleyici manzarası Antarktika’daki Concordia araştırma istasyonunda parlıyor. Bu güzel renkler, Güneş’ten gelen yüklü parçacıkların atmosferdeki gazlarla birleşip, kutup bölgelerinde Dünya’nın manyetik alanıyla yönlendirilmesinin sonucu. Yeşil auroraların, en yaygın görünüşü, oksijen atomlarının fazlasıyla yoğun ve ışık yaymalarının daha az enerji gerektirdiği 100 ve... Okumaya Devam et →
7 Gezegenin Nadir Hizalanması Gökyüzünde Gerçekleşmek Üzere!
28 Şubat 2025 akşamı, Güneş Sistemi’nin diğer yedi gezegeni (Satürn, Merkür, Neptün, Venüs, Uranüs, Jüpiter, Mars) gökyüzünde aynı anda ve düzgün bir sıra hâlinde, büyük gezegen hizalanması adlı şahane bir göz ziyafeti olarak gözlemlenecek. Fakat dahası var. Bu tarihten önce, 21 Ocak 2025 günü, bu yedi gezegenden altısı (Merkür dışında) gökyüzünde büyük bir dizilim şeklinde... Okumaya Devam et →
Samanyolu’nun Merkezinde İkili Yıldız Sistemi Bulundu!
Galaksimizin Merkezindeki Soru İşaretleri 1974’teki keşfinden bugüne galaksimizin merkezindeki Sgr A* isimli süper kütleli kara delikle ilgili sayısız soru sorulmakta. Bu sorulardan biri de etrafındaki genç, sıcak ve büyük yıldızların neden ikili sistemler oluşturmadıkları. Bu yıldızlar galaksinin uç kısımlarında neredeyse her zaman ikili sistemler olarak gözlendikleri halde galaksinin merkezinde tek başlarına bulunuyorlar ya da en... Okumaya Devam et →
Evrenin Genişlemesi Her Yönde Aynı Olmayabilir!
Kozmolojinin temel fikirlerinden biri, evrenin her yerinde, çok büyük mesafelere baktığımızda, hangi yöne bakarsak bakalım evrenin genel olarak aynı göründüğüdür. NASA’nın Chandra X-ışını Gözlemevi ve ESA’nın yörüngedeki XMM-Newton, X ışını gözlemevinden alınan verileri kullanan yeni bir çalışma kozmolojideki bu temel düşünceyi sorguluyor.
Cassiopeia A: Bilinen En Genç Süpernova
Webb'in güçlü kızılötesi gözü, yaklaşık 340 yıl önce patlayan dev bir yıldızın kalıntısı olan Cassiopeia A'nın daha önce hiç görülmemiş ayrıntılarını yakaladı. Bu süpernova bizden 11.000 ışık yılı uzaklıkta olmasına rağmen çıplak gözle görülmüş olabilir. Görüntünün turuncuyla gösterilen dış katmanları patlamış yıldızdan atılan maddenin çevredeki gaz ve toza çarptığı yeri işaret ediyor. Bu dış kabuğun... Okumaya Devam et →
Taffy Galaksileri: Bir ‘kozmik kelebek’
Bu görselde Dünya’dan 180 milyon ışık yılı uzaklıktaki UGC 12914 ve UGC 12915 galaksilerinin birbirleriyle çarpışmasını görüyorsunuz. Bu çarpışmada durum, aralarında boyut farkı olan galaksilerin birbirinin içine sızmasından biraz farklı çünkü UGC 12914 ile UGC 12915 arasında kafa kafaya bir çarpışma yaşanıyor. Bu demek oluyor ki bahsi geçen galaksiler gaz halindeki bileşenleri ve galaktik diskleriyle... Okumaya Devam et →
Altın Zengini Yıldızlar
Notre Dame Üniversitesi ve Tohaku Üniversitesindeki araştırmacılar altın bakımından zengin yıldızların doğum yerlerini ortaya çıkardı. Araştırmacılar, bu yıldızların çoğunluğunun Samanyolu Galaksisi’nin büyümesini sağlayan ata galaksilerde 10 milyar yıl önce oluştuklarını keşfetti. Ekip bu sonuca varabilmek için Samanyolu Galaksisi’nin evrenin başlangıcından günümüze kadar olan oluşum sürecini simüle etti. Şimdiye kadar elde edilen en yüksek doğruluğa sahip... Okumaya Devam et →
Artemis I
NASA’nın Orion Uzay Aracı ve Uzay Fırlatma Sistemi'nin ilk uçuş testini sizin için derledik. 💫
NGC 1999
Hubble Uzay Teleskobu'ndan alınan bu görüntü gezegenimizden yaklaşık olarak 1.350 ışık yılı uzaklıkta olan ve Dünya'ya en yakın büyük kütleli yıldız oluşum bölgesi olan Avcı Bulutsusu'nun yakınlarında bulunan bir yansıma bulutsusuna aittir. NGC 1999 olarak adlandırılan bu bulutsu yeni doğmuş olan bir yıldızın oluşumundan kalan kalıntılardır. NGC 1999 benzeri yansıma bulutsuları, içlerinde gömülü halde bulunan... Okumaya Devam et →
Norveç’teki Pembe Renkli Kuzey Işıkları!
Yakın bir tarihte gerçekleşen Güneş fırtınasının Dünya’nın manyetik alanını geçici olarak delmesiyle birlikte 3 Kasım gecesinde Norveç’te pembe renkli kuzey ışıkları görüldü. Oldukça nadir gerçekleşen bu olay iki dakika boyunca gözlemlenebildi.Kuzey ışıkları, Güneş rüzgarı adı verilen enerji yüklü parçacıkların Dünya’nın manyetosferinin etrafından geçmesiyle oluşur. Kutuplarda manyetik alanın daha zayıf olmasından dolayı bu parçacıklar atmosferde daha... Okumaya Devam et →
Gliese 436 b
Gliese 436 b, bilinen en yakın ötegezegenlerden biridir ve Dünya’dan yaklaşık 30 ışık yılı uzaklıktadır. Bu ötegezegen yaklaşık Neptün büyüklüğünde olup ve kendi yıldızı Gliese 436’dan sadece 4 milyon kilometre uzaklıktadır. Bu ötegezegenin bileşiminin tam olarak ne olduğu bilinmemekle birlikte büyük miktarda suyla çevrili çoğunlukla hidrojenden oluşan bir atmosfere sahip olduğu ve Dünya'dakine benzer bir... Okumaya Devam et →
Kahraman Galaksi Kümesi’nin Merkezinden Gelen Ses Dalgası
Bilim insanları, 2003 yılından beri Kahraman Galaksi Kümesi'nin merkezindeki karadelikten yayılan basınç dalgalarının galaksi kümesindeki sıcak havada dalgalanmalara neden olduğunu ve bu dalgaların insan kulağının duyamayacağı oktavlarda bir notaya karşılık geldiğini biliyorlar. Günümüzde yeni bir sonifikasyon yöntemi sayesinde veri sese çevrilerek karadelikten gelen sesleri daha fazla notaya dökmeyi sağlayacak. Yeni yöntem önceki sonifikasyon yöntemlerinden farklı... Okumaya Devam et →
Ross 508 b
Dünya’dan daha büyük ancak Neptün’den daha küçük olan ötegezegenler “süper Dünya” olarak adlandırılır. Dünya’dan 37 ışık yılı uzaklıkta bulunan bir kırmızı cücenin yaşanabilir bölgesinin yakınında bir süper Dünya bulundu. Subaru Teleskobu'nun yeni bir enstrümanıyla yapılan ilk keşif yıldızına yakın olan gezegenlerdeki yaşamın olasılığını araştırmamızı sağlıyor. Güneş’ten daha küçük yıldızlar olan kırmızı cüceler, Samanyolu Galaksisi’ndeki yıldızların... Okumaya Devam et →
Yetim Gezegen
Herhangi bir yıldızın yörüngesine bağlı olmadan hareket edebilen gezegenlere "yetim gezegen" denir. İnce atmosfere sahip gezegenlerin yüzeylerinde su ve hatta yaşam barındırması mümkündür. Bir gezegen, kendi başına hareket ediyorsa bile sıvı hâldeki suyun yüzeyde bulunmasına olanak sağlayan ılıman iklime milyarlarca yıl boyunca sahip olabilir. Gezegenler, genç bir yıldızın etrafında oluşmaya başladığında hidrojen ve helyumdan oluşan... Okumaya Devam et →
James Webb Uzay Teleskobu
“Benim için küçük, insanlık için büyük bir adım” demişti 1969'da Neil Armstrong Ay’ın yüzeyine ayak bastığı saniyelerde. Bugün yıl 2022 ve bu sefer evren için küçük fakat Dünya için devasa bir teleskop, yıllar süren bekleyişin ardından 25 Aralık 2021 tarihinde Fransız Guyanası’nda Ariane 5 roketiyle birlikte gerçekten fırlatıldı. Peki bu yıllardır süren bekleyişin ardında neler... Okumaya Devam et →
Yörüngeler
Yörüngeler Hakkında Bildiklerimizin Tarihi Yörünge, uzayda bir nokta çevresinde periyodik olarak dönen bir cismin izlediği yol olarak tanımlanır. Bu kavram çok eski zamanlardan beri insanların gökyüzünü gözlemlerken fark ettiği bir olguydu. Çünkü gökyüzüne bakıldığında görülebilen en belirgin iki cisim olan Güneş ve Ay gün içerisinde konum değiştiriyordu. Gökyüzündeki cisimlerin hareketlerini açıklamak için İlk Çağ’da Yunan... Okumaya Devam et →
Göğün Işıltılı Sakinleri: Yıldızlar
Antik çağlardan beri gökyüzünün ışıltılı sakinleri olan yıldızların uzaklarda nasıl gizler barındırdıkları merak konusu olmuştur. Uzun yıllar boyunca çıplak gözle yapılan gözlemler 17. yüzyıldan itibaren yerini teleskoplu gözlemlere bırakmış ve o zamandan bu yana gökyüzünde sadece birer ışıklı nokta gibi görünen yıldızlar hakkındaki bilgimiz katlanarak artmıştır. Gelin şimdi yıldızlar hakkında neler biliyoruz ve bu bilgileri... Okumaya Devam et →
Tozlardan Yıldızlara, Yıldızlardan Tozlara: Nebulalar
Yıldızlararası uzay, yıldızlara ya da gezegenlere kıyasla o kadar büyüktür ki binlerce hatta yüz binlerce ışık yılı boyunca uzanır. Yıldızlararası uzay, yıldızlararası ortam dediğimiz, bolca gaz ve toz içeren bir yapıya sahiptir ve bu toz ve gazlar, astronomik ölçekte büyük alanlara yayılmıştır. Eğer uzayın karanlık ortamlarında değillerse bu toz ve gazları bir silüet olarak, parlayan... Okumaya Devam et →